Büyük tecrit… Uluslararası Para Fonu (IMF), 2020 yılında pandemiyle birlikte ortaya çıkan küresel ekonomik krizi böyle adlandırıyor. İngilizcesiyle “the great lockdown”.
1929'de ABD'de başlayıp tüm dünyayı etkileyen ve “büyük buhran” (the great depression) olarak adlandırılan ekonomik krize gönderme yapan IMF, büyük buhran sonrasındaki en şiddetli küresel ekonomik krizin yaşandığına dikkat çekmişti.
Bu büyük krizin başlangıç noktası olan ve 2020 yılı başında tüm dünyanın derin kaygıyla izlediği Çin ise, yılı farklı bir noktada bitirdi.
Dünya Bankası tahminlerine göre küresel ekonominin yüzde 4,3 oranında küçüldüğü 2020’de Çin, yüzde 2,5 büyüdü. Çin’in dolar cinsinden ekonomik büyüklüğü, 2019'da 14,7 trilyon dolar iken 2020'de 15,4 trilyon dolara ulaştı.
Yüzde 2,5'lik oran, dünyanın ikinci büyük ekonomisi için 1976 yılı sonrasındaki dönemin en yavaş büyümesi olsa da, dünyanın geri kalanına kıyasla yüksek bir oran olarak kayıtlara geçti.
Üstelik, yılın son çeyreğinde 2019'un son çeyreğine göre yakalanan yüzde 6,5'lik büyüme, son iki yılın da en güçlü çeyreklik büyümesi oldu.
Corona virüsü salgının etkili olduğu yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 6,8 küçülen Çin ekonomisi, salgının hızla kontrol altına alınmasının ardından diğer çeyreklerde yine yıllık bazda sırasıyla yüzde 3,2, yüzde 4,9 ve yüzde 6,5 büyüdü. İlk çeyrekteki küçülme, Çin'in son 40 yıldaki ilk çeyreklik küçülmesi olmuştu.
İngiliz The Guardian gazetesi, Çin'in 2020'yi pozitif büyümeyle kapatan tek büyük ekonomi olduğuna dikkat çekti.
Gazete, uzmanların bu başarıyı, Wuhan'da ilk vaka tespit edildikten hemen sonra Çin'in salgına karşı hızlı yanıt yanıt vermesine, hükümetin teşvik politikalarına ve ülkenin sanayi ürünlerine karşı güçlü uluslararası talebe bağladığını aktardı.
Bloomberg ajansı, salgının kontrol altına alınmasının, parasal ve mali teşviklerin, dünyadan gelen yüksek tıbbi ekipman ve evden çalışma cihazı talepleriyle artan ihracatın, Çin'in V şeklinde hızlı toparlanmasını sağladığına dikkat çekti.
Bloomberg ajansı, salgının kontrol altına alınmasının, parasal ve mali teşviklerin, dünyadan gelen yüksek tıbbi ekipman ve evden çalışma cihazı talepleriyle artan ihracatın, Çin'in V şeklinde hızlı toparlanmasını sağladığına dikkat çekti.
Londra merkezli The Centre for Economics and Business Research (CEBR) tarafından geçen ay yayımlanan yıllık Dünya Ekonomi Ligi Tablosu raporunda da Çin'in pandemiye rağmen ekonomisinin hızlı toparlandığına dikkat çekilmişti.
Çin’in corona virüsü pandemisini daha iyi yönetmesi sayesinde ekonomisinin diğer büyük ekonomilere göre daha hızlı toparlandığı belirtilen raporda, Çin ekonomisinin büyüklüğünün daha önceki tahminlerin aksine 2033’te değil 2028’de ABD’yi geçeceği öngörüsü yer almıştı.
Japon finans kuruluşu Nomura Holdings de Çin'in ekonomik büyüklük olarak ABD'yi 2028'de geçeceği beklentisini paylaştı.
Bloomberg'ün aktardığına göre, 2019 yılında Çin'in küresel ekonomi içindeki payı yüzde 13,6 idi. Pandemi öncesi tahminlerde 2020'de bu oranın yüzde 13,9'a çıkması bekleniyordu.
Ancak pandemide dünya küçülürken Çin'in büyümesi sayesinde bu oran tahminen yüzde 14,5'e yükseldi.
Oranın, 2021'de yüzde 14,9'a yükselmesi bekleniyor.
Sozcu.com.tr'ye konuşan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Altay Atlı, Çin'in salgına karşı önlemlerinin sert ve hızlı olmasının, ekonomik toparlanmayı beraberinde getirdiğini dile getirdi.
Sanayi üretiminin hızlı toparlandığını belirten Atlı, dünyada hızla artan sağlık ve koruyucu ekipman talebine Çin'in yanıt verdiğini, evden çalışmanın beraberinde getirdiği bilgisayar ve benzeri ürün taleplerinin de Çin'den karşılandığını vurguladı.
Yaklaşık 1,5 milyarlık nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi ve pandeminin başladığı yer olan Çin, vaka ve ölüm sayılarında dünya ortalamasının çok altına kaldı.
Çin'de ölü sayısı 4 bin 635, vaka sayısı ise 88 bin 701.
Dünya genelinde birçok ülkede olduğu gibi Çin'in açıkladığı verilerin de doğruluğu sorgulansa da birçok uzman, salgının kontrol altına alınmasında Çin'i başarılı buluyor.
Bloomberg'ün aktardığına göre, 2019 yılında Çin'in küresel ekonomi içindeki payı yüzde 13,6 idi. Pandemi öncesi tahminlerde 2020'de bu oranın yüzde 13,9'a çıkması bekleniyordu.
Ancak pandemide dünya küçülürken Çin'in büyümesi sayesinde bu oran tahminen yüzde 14,5'e yükseldi.
Oranın, 2021'de yüzde 14,9'a yükselmesi bekleniyor.
Sozcu.com.tr'ye konuşan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Altay Atlı, Çin'in salgına karşı önlemlerinin sert ve hızlı olmasının, ekonomik toparlanmayı beraberinde getirdiğini dile getirdi.
Sanayi üretiminin hızlı toparlandığını belirten Atlı, dünyada hızla artan sağlık ve koruyucu ekipman talebine Çin'in yanıt verdiğini, evden çalışmanın beraberinde getirdiği bilgisayar ve benzeri ürün taleplerinin de Çin'den karşılandığını vurguladı.
Yaklaşık 1,5 milyarlık nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi ve pandeminin başladığı yer olan Çin, vaka ve ölüm sayılarında dünya ortalamasının çok altına kaldı.
Çin'de ölü sayısı 4 bin 635, vaka sayısı ise 88 bin 701.
Dünya genelinde birçok ülkede olduğu gibi Çin'in açıkladığı verilerin de doğruluğu sorgulansa da birçok uzman, salgının kontrol altına alınmasında Çin'i başarılı buluyor.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...